ÇHD: Örtülü yargısız infaz girişimi

“Kadın siyasi tutuklu Nevin YAYLACI, 28.07.2007 Cumartesi günü sabah saatlerinde yatağında, hücrede kalan diğer siyasi tutuklular tarafından baygın bulundu. Hücredeki tutuklular tarafından infaz memuru ve doktor çağrıldı. Çağrılmasından bir saat sonra gelen doktor Nevin YAYLACI’nın tansiyonunu hücresinde ölçtü ve normal olduğunu söyledi. Yavaş yavaş kendine gelen Nevin YAYLACI, başının şiddetli şekilde ağrıdığını söyledi. Bu sırada yeniden kriz geçiren Nevin YAYLACI’nın ağzı köpürmeye başladı, dişleri kilitlendi ve vücudu kaskatı kesildi. Revire kaldırılan siyasi tutukluya migren tanısı konuldu ve hücresine sandalye üzerinde taşınarak geri getirildi. Hücrede kalan diğer tutuklular Nevin YAYLACI’nın gözlerini kaymış ve yarı baygın olduğunu görünce ne olduğunu sordular. Migren tanısı konulduğu, diyazem, mide bulantısını önleyici bir ilaç, ağrı kesici ve serum verildiği, diyazemin etkisiyle yarı baygın olduğu açıklaması yapıldı.

Cumartesini Pazara bağlayan gece saat 03.00 sularında baş ağrıları şiddetlenen Nevin YAYLACI, hücresindeki diğer siyasi tutukluların yoğun ısrarı ile cezaevi idaresi tarafından Sincan Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Hücreden sedyesiz bir şekilde taşınan Nevin YAYLACI, yarı baygın halde, elleri kelepçeli tek başına, ambulans yerine cezaevinin ring aracına konularak Sincan Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Askerler tarafından ring aracının kapısı açıldığında, düşeceği belli olan Nevin YAYLACI için ‘Aaa! Düşmüş’ denildi. Hastanede röntgeni çekilen Nevin YAYLACI’ya bu kez sinüzit tanısı konuldu ve sinüslerinin açılması için dört tane ilaç verildi. Ring aracıyla aynı şekilde yeniden cezaevine getirildi.

Aynı gün akşama doğru hafıza kaybı başladı. Nevin YAYLACI, Sincan Devlet Hastanesi’ne gittiğini hatırlamadığı gibi hücredeki arkadaşlarını da tanımadı. ‘Bugün ne, saat kaç?’ sorularını defalarca sordu. Baş ağrıları o gece tekrar şiddetlenince diğer tutuklular tarafından infaz memuru ve doktor çağrıldı. Doktor 1-1,5 saat sonra geldi. Yürüyemeyen Nevin YAYLACI, hücrede bulunan tutuklular tarafından tekerlekli sandalye ile taşınmak istenmesine rağmen tekerlekli sandalye hücreye alınmadı. Karga tulumba üst kattan indirilmeye çalışılırken kustu. Bu arada hiçbir memur yardım etmedi. Bu şartlarda revire çıkarılan Nevin YAYLACI’ya ağrı kesici iğne yapıldı ve serum verildi.

Pazartesi günü sabah 07.00’de hücresine getirilen Nevin YAYLACI hala yürüyemiyordu. Devamlı terliyor, arkadaşları tarafından üzeri değiştiriliyordu. Kızıyla görüşmek için görüş günlerini sabırsızlıkla bekleyen Nevin YAYLACI o gün görüşe dahi çıkamadı. Görüşe çıkan diğer tutuklu hücreye döndüğünde Nevin YAYLACI’nın idrarını üzerine yaptığını gördü. Giysileri değiştirilen Nevin YAYLACI, lavaboya gitmeye çalışırken sert zemine düştü ve yeniden kriz geçirdi. Kriz esnasında yeniden üzerine idrarını yaptı. Bunun üzerine infaz memurları ve doktorlar yeniden çağrıldı. İki doktor ve bir sağlık teknisyeni geldi. Doktorların gelmesinden 1,5 saat sonra hastaneye sevk edilmesine karar verildi. Hastaneye götürüleceği sırada yeniden kriz geçirdi. Pazartesi günü 16.30-17.00 sularında Ankara Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. Oradan da acilen Hacettepe Üniversitesi’ne beyin kanaması teşhisi ile sevk edildi ve durum kızına bildirildi. Hastaneye gelen kızına infaz koruma memurlarından biri; ‘İyi bak, anneni son görüşün olabilir’ dedi.”