05 Ağustos 2007
Nevin, Yaşar, Erol... Öldürtme sahip çık!
İstanbul'da bir basın açıklaması yapan Alınteri okurları: Devrimci tutsaklar sesimizdir, sesimize ses katalım...
Alınteri okurları, beyin kanaması geçirmesine ve krizlerin tekrar etmesine rağmen tansiyon, migren, sinüzit gibi uydurma teşhislerle 3 gün boyunca süründürülen, yarı felçli bir halde olmasına rağmen devrimci tutsakların zoruyla götürüldüğü cezaevi reviri, hastane yolculukları işkenceye çevrilen ve ancak beyin kanaması geçirmesinin üzerinden 3 gün geçtikten ve 4. şiddetli krizini geçirip komaya girdikten sonra hastaneye kaldıran Nevin Yaylacı için eylemdeydi.
Saat 17:00'de Taksim Tramvay Durağı'nda toplanan Alınteri okurları "
Nevin Yaylacı ve Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın" pankartını açarak
"Devrimci İrade Teslim Alınamaz" sloganını attı.
Yapılan basın açıklamasında, bir çocuk annesi olan 45 yaşındaki Nevin Yaylacı'nın sadece polislerin hakkında verdiği "
1 Mayıs'ta yasa dışı slogan attı" iddiası üzerine tutuklandığı hatırlatılarak,
"Hücrelere atılmak için 1 Mayıs'a katılmak, yaşam hakkının yok edilmesi için hücrelerde olmak yeterli" denildi.
Açıklamada, Nevin Yaylacı gibi ölüme sürüklenen ve hayati tehlike sınırını aşan
Erol Zavar ve
Yaşar İnce de anılarak hedefte olanların devrimci tutsakların ötesinde devrimci mücadele azmi olduğu vurgulandı:
Devletin gözü dönmüş bir barbarlıkla, hücrelere gömmek istediği tutsaklar sesimizdir. Susmayan, haykıran sesimiz! Boğulmak istenen karşı duran yanımızdır, boyun eğmeyen bilincimizdir.
F tipleri mezarlık kılınmak isteniyor; hasretlerimize, özlemlerimize, bunlara ulaşma azmimize mezarlık yapılmak isteniyor. Bu mezarlıkta yatan Murat Dil, Uğur Hülagu Gürdoğan, Polat İyit, Hanım Baran... Bu mezarlıkta kör edilen Savaş Kör... Bu mezarlıkta hafızaları çalınan yüzlerce tutsak... Haykırarak öldüler, boyun eğmediler, teslimiyeti yaymadılar... Zindanlar yaşamı yaşamlarıyla savunan ve savunacak tutsaklarla doludur. Nevin Yaylacı, Erol Zavar, Yaşar İnce bunlardan birkaçıdır.
F'siyle, L'siyle, D'siyle peşpeşe inşa edilen hapishanelerin, bu hapishanelerdeki hücrelerin komplolarla doldurmasının ve bu hücrelerde süregiden sessiz imhanın asla hedeflenen sessizliği yaratamayacağının vurgulandığı basın açıklaması, Nevin Yaylacı ve Ankara'da onunla birlikte tutuklanan 5 Alınteri okurunun 15 Ağustos'da yapılacak ilk mahkemelerine destek çağrısı ile sona erdi.
Ankara'dan gelen haberler ise Nevin Yaylacı'nın hayati tehlikeyi atlattığını, şu anda Ankara Numune Hastanesi'nin tutsak koğuşunda tek başına tutulduğunu bildiriyor.
Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!
Ahmet Ok, Polat İyit, Mehmet Salih Çelikpençe, Celal Türker, Ali Gür, Osman Daş, Bekir Gül, Uğur Hülagü Güldoğan, Eşrek Özkaya, Abdülkadir Yılmaz, İhsan Biç, Mehmet Nuri Adlı, Necmi Akgün, Hanım Baran, Halef Özer, Murat Dil, İbrahim Cici, Numan Akman, Kemal Çelik, Hacer Kaya, İsmet Baycan, Salih Sevinel, Ali Yaprak, Seyfettin Çağman ve daha onlarcası. Bu isimler size neyi hatırlatıyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın verilerine göre bu isimler hapishanelerde yeterli tedavisi yapılmadığı için
hayatını kaybeden tutsaklar...
PŞTA açıklamasından...
Bugün öğlen saatlerinde
Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri ise Galatasaray Lisesi önünde bir eylem yaptı.
Yaşar İnce ve tüm hasta tutsakların serbest bırakılmasının talep edildiği basın açıklamasında, Yaşar İnce gibi Hepatit B hastası olan
Murat Dil'in zamanında tahliye edilmeyerek ölüme itildiği hatırlatılarak
"Yaşar İnce, Erol Zavar, Hatice Bolat, Nevin Yaylacı, Mesut Deniz, Kemal Ertürk de aynısı mı olacak" diye sorulup şöyle denildi:
Savaş Kör'ün yaşadıkları hafızalarımızda daha çok tazeyken hasta tutsakların F tipi hapishane koşullarında tedavi edilebileceklerini nasıl düşünebiliriz. Wernice Korsakof hastası olduğu halde Savaş'ı zamanında tahliye etmeyen ve gözlerini kaybetmesine neden olan devletin hasta tutsakların tedavisi için gerekli koşulları sağlayacağına nasıl inanabiliriz.
Fiziki ve psikolojik baskının yanı sıra ağır koşullarıyla F tipi hapishanelerde tedavi ve iyileşme imkanları bulunmayan tutsakların tahliye edilmesinin istendiği basın açıklamasında bu talep için tüm ilerici, devrimci, demokrat insanlar harekete geçmeye çağırıldı.
Açıklamaya aynı yerde tutuklu genel başkanları
Ayşe Yumli Yeter için özgürlük isteyen
Tekstil-Sen üyeleri de destek verdiler.
F tipi imhaya son!
Bugün sessiz ölümle ilgili bir basın açıklaması da
İHD Ankara Şubesi tarafından yapıldı. Devletin F tipi cezaevlerinde uyguladığı imha politikasının tutuklu ve hükümlülerin hayatlarını tehdit etmeye devam ettiğini vurgulayan İHD, hapishane askeri personelinin hasta tutsaklara yönelik
"Hem devlete karşı geliyorsunuz, hem de sizin tedavinizle uğraşıyoruz, sizi tedavi etmek zorunda mıyız?" tutumunun bu imha politikasının açık kanıtı olduğunu belirtti. Açıklamada hasta tutsaklara yönelik imha politikası ise şöyle özetlendi:
Özellikle F Tipi Hapisanelerde insan yaşamına uygun olmayan fiziki ve psikolojik koşullarda tutulan tutuklu ve hükümlülerin, hayati tehlike arz eden hastalığa tutulmaları için fazla zaman geçmesi gerekmiyor. Hasta olduklarında ise ya muayeneye götürülmüyor ya da onur kırıcı muayeneye tabi tutuluyor. Hastalıkları ciddi bir şekilde araştırılmadan, baştan savma bir şekilde ilaç verilerek hücresine geri gönderiliyor. Şans eseri, mesela Erol Zavar gibi, teşhisi zaten dışarda konulmuş veya hastaneye sevk edilmeyi başarabilmiş ağır hasta tutuklu ve hükümlülerin ise çeşitli bahanelerle tedavisi engelleniyor. Bu durum bugüne kadar tutuklu ve hükümlülerin sakat kalmasına veya ölümüne yol açmıştır.
Açıklamada derneğin üyesi de olan Nevin Yaylacı'nın durumuna da dikkat çekilerek durumu anlatıldı. Basın açıklaması şu ifadelerle son buldu:
F Tipi hücrelerde "ehlileştir, ehlileştiremiyorsan imha et" politikası devam ettiği sürece F Tipi Hapisanelerinden işkence ve ölüm haberleri duymaya devam edeceğiz. Bu konuda basını ve kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz.